17 Mart 2012 Cumartesi

Mahzen

sayfaların
derinliğinde bıraktığım
seslerdi
yanına armağan
kaç okka terledim bir bilsen
her satıra

alplerin beyazlığına
tecavüz
ben kirlettim
kalemimle
çocuk gibi
kalp,çiçek falan çizdim
şirince olsun biraz da

yazılarla beraber
kadife ses tonu ister
bende ne gezer
makamsızdır benimkisi
yoksa kağıda okurdum

"Aman aman
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim Ege'de kaldı"

yuvarlak kırmızı daire
şarap bardağımın altından
açarken hafif dökülen
kalecik karasıydı
gönlümün yarasıydı


23 Eylül 2010

13 Mart 2012 Salı

Batak

ihtimal dahilindeyiz
kadere zeybek bakışı atmalı şimdi
heyecanlanacak anlar azalıyor
boyama kitabının rötuşlarını yaptık bile
zindanlarımızdaki
açık pencereler
kapanıyor
gözlerimizde ki fer sönüyor
ortaoyunu değil bu

şimdi değil de ne zaman
giden ruhları çağırmak
bakırımızı kalaylasak
aşımız pişer mi artık
çatımızın
kiremitlerini
değiştirsek
kışınki buz saçakları
erir gider mi

cennetin kapılarını
beraber araladık
burasını
cehenem yapmayı da nasıl başardık sence
ektiğimiz tarlalardan
daha ilk mahsulu
bile toplayamadık
yeniden nadasa gidiyoruz..


26 Ekim 2010

6 Mart 2012 Salı

Endymion

perde perde iner
gözlerimdeki senler
orta oyunu olur artık aşikar
meddahlar anlatır beni sokak sokak
kavim kavim yayılır
bilmediğin dillerde

sen olursun rüzgarı
ben olurum toprağı

biraz türkülere bürünürüz
müzikal oluruz semada
bir anka kuşu tanır beni
uzundur beklerim
sözü vardır
beni kaf dağı ardına götürmeye
kafı sen
hiç olmayan
dağı ben
kefen bulutlara sarılı

son gösterimizdir bu
tarihin yazdığı

fener alayıyla kuşatılmışız
sen olursun rüzgarı
ben olurum toprağı


26 Haziran 2011

5 Mart 2012 Pazartesi

Meteora

yudum yudum su içirdiğim
bir ağacın dallarında
çocukluğum asılı
eski özlemi işte
nerede görsem
hemen tanırım sahip çıkarım

soytarı..
hemen atlar kucağıma
sevdirir kendini
tombiş,kıvırcık..

nasıl olduğumu sormaz
bilmek istemez
alay eder hep
"büyüdün de ne oldu?
mutluluk hangi gün bir önceki günden
artarak senin oldu?
hep azaldı dimi?"

ağacın tepesinde cepleri şişik şişik
erik toplamış beraber yeriz diye
çoğu ezik

büyümek,eskiyi kaybetmek
zaman benden götürebildikleri kadar var
bir dağın tepesine saklansam bulur mu zaman?

bir zaman kesitini taşıyan herhangi bir şey olabilir mi?
bir melodi,bir koku ya da bir bakış..


08 Haziran 2011

2 Mart 2012 Cuma

Koreografik Türbülans

itirazlarım kabul görmeden yargılanmalarım
üzeri açık kalan,üşüyen düşüncelerim
hamallara taşıttığım bedenlerim

kavgadalarda kim vurduya gitmelerim
uykularda boşluktan düşmelerim
gece güneşine bakıp bir sima çıkarma çabalarım

hayatımın cerrahım artık elleri titreyen
bütün müdahaleleri kavisli..

üç öğün kahvaltılarım kahvesiz
anlık cinnetlerim sebepsiz
yüzüme vurduğum kaskatı kesilmiş ananelerim ezbersiz

hep almayı unuttuğum nefesim düzensiz
cengaver dediğim bedenim sensiz
zar zor hatırladığım cümlelerim harfsiz

hayatımın seyyar satıcısıyım artık sesi kısılan
bütün sattıkları zararına..


01 Nisan 2011 00:53

1 Mart 2012 Perşembe

Ayna

şu kısa günlere inat
güneş gibi
bulut arası görünmelerin
balya balya saçların
akar sicim sicim
bakışların saçak saçak keskin
ucuz şarap tortulu boğazımda düğüm düğüm
her gün yeni haller peydahlarım bana benzeyen
biraz rüzgarlı
biraz gülmeli
gözleri fersiz
benli maskeler
uç bucak mesafesinde
birkaç kanat çırpışlı
hasır gibi kayar altımdan
savan olur bildiğim kentler
ışıkları birbirine karışır
geceleri her kent aynıdır zaten
biraz pudraladık mı
biraz boyadık mı
ışık oyunları,gölge oyunları
biri olmazsa diğeri olur mu?
biraz daha oyun bulutlar
biraz daha güneş
son perde bu
sema sahnenizde.

18 Ocak 2012 20:52